Sarı renk güneş ışığı, neşe, mutluluk ve enerji anlamına gelir. Bunun nedeni beyin aktivitelerini tetiklemesi ve adalelere enerji sağlaması.
Sarı renk genellikle yemekle de bağdaştırılır.
Parlak sarı dikkati çeker. Bu nedenle taksiler genellikle bu renge boyanır.
Sarı yoğun bir şekilde kullanıldığında duygusal açıdan rahatsız edici olabilir. Bebeklerin sarı boyanmış odada daha çok ağladıkları söylenir.
Sarı, siyahla birlikte kullanıldığında göze çarpar, bu nedenle bu iki renk bir arada tehlike ikazları için kullanılır.
Hanedan armalarında önceleri sarı renk onur ve asalet demekmiş. Ne var ki, daha sonra sarı renk korkaklık anlamına gelmiş.
Bir yerde okuduğum üzere erkekler sarı rengi çocuksu buluyormuş, bu yüzden sosyal statülerini belirleyen nesnelerin sarı olanlarını tercih etmezlermiş; sarı Mercedes (Oysa biz de Sarı Mercedes diye bir film bile vardır) ya da takım elbise gibi :P. Pahalı ve prestijli ürünler satarken sarı rengin kullanılmaması salık verilir.
Sarı renk “dengesiz” ve “ani” bir renk olarak düşünülür. Bu yüzden denge ve güven hissettirmek istendiğinde sarı renk kullanılmaması önerilir.
Koyuya ya da açığa çalan sarı renkler çekici değildir çünkü neşe hissini vermezler ve ayakları yere basmaz.
Solgun sarı renk çürümek, hastalık, kıskançlık ya da yozlaşma anlamına gelir.
Açık sarı renk ise zekâ anlamına da gelmektedir.
BİR ÖRNEK: BÜYÜK UMUTLAR ROMANINDA SARI RENK KULLANIMI
Birçok defa sinemaya uyarlanan Büyük Umutlar (Great Expectations) romanını eminim biliyorsunuzdur. Hani Charles Dickens’ın aristokrasiyi ve yozlaşmış toplumsal düzeni eleştirdiği romanı. İşte bu eserde sarı renk sembolik olarak kullanılmıştır.
Bir örnek verelim; Romanın erkek kahramanı öksüz ve yetim Pip (tohum demektir) mezarlıkta bir kanun kaçağına yardım ettikten sonra, kendisini Miss Havisham’ın (“Have-a-shame” yani “utancın var” demek… Romanlarda adların sembolik kullanımını da ayrı bir yazıda vereceğim) malikânesine çağrılır ve bir centilmen olarak büyütülmek için seçilir. Romanın özetini vermek istemiyorum ki okuduysanız sıkılmayın, okumadıysanız da eserin tadını kaçırmayayım.
Miss Havisham’in bir özelliği vardır; üzerine hep eski, sarılaşmış bir gelinlik giymektedir. Öğrendiğimiz üzere nişanlısı zavallı kadını düğün gününde terk etmiş ve bu utancın üstesinden bir türlü gelemeyen yaşlı kadın o günden beri (ki bayağı uzun bir süre) gelinliğiyle yaşamaktadır. Ayrıca düğün şöleni için hazırlanmış sofra ve salonda öylece çürümeye bırakılmıştır (bu salonda da sarı renk hakimdir).
Miss Havisham’in sarılaşmış gelinliği aristokrasinin, insani duyguların, toplumsal kuralların, doğru davranışın yozlaşması hatta çürümesi anlamına gelmektedir. Sarı gelinlik severek evlenilmesi gerekirken daha paralı bir kadın için terk edilebilmenin aşkı anlamsızlaştırdığını ve kalbi nasıl çürüyüp kuruttuğunu da anlatmaktadır.
Sarı gelinlik deyip geçmemek gerekir çünkü aslında birçok şey bu sarı gelinlikle bağdaştırılabilir romanda…
Prof. Dr. Meltem Erinçmen Kânoğlu
Comentários