Çocuğunuz beş-yedi yaşlar aralığında ise dil kullanımı artık oldukça gelişmiş demektir. Birçoğu dili konuşmak için güzel kullanırken, birçoğu da artık okumaya ve yazmaya başlamış olabilir. Bir anlatının yapısını yani başını, ortasını ve sonunu bir düzen içinde bütün halde algılayabilirler. Öyküleri hatırlayıp kendi başlarına tekrar tekrar anlatabilirler, hatta kendi öykülerini yaratabilirler. Bu yaştaki çocuklar şiirleri kolaylıkla ezberleyebilirler ve mizah anlayışları da gelişmeye başlamış olur. Harflerle sayıları öğrenip mantıksal ve işlevsel olarak kullanmaya başladıklarında kendilerine olan güvenleri de gelişir.
Beş yaşındaki bir çocuğun odaklanma süresi artık daha uzundur. Bu da onların çevrelerindeki dünya hakkında daha çok bilgiyi derinlikli öğrenmek istemelerine yol açar. Bu dönemde çocukların cevaplanması gereken çok sorusu olur. Size yöneltilen sorularını olabildiğince akılcı şekilde ve örneklerle ya da görsellerle yanıtlarsanız tatmin olur ve olaylarla durumlar, konular ve kişiler arasındaki ilişkileri kurabilirler. Böylece çevresini daha iyi anlamlandırmasında çocuklarınızın öğrenme heyecanını pekiştirebilirsiniz.
Altı yaşındaki bir çocuk gerçekle kurmaca arasındaki farkı daha berrak bir şekilde anlar. Hayal güçleri oldukça canlı bir şekilde çalışır. Onların hayal ettikleri şeylere dikkat ederseniz çocuklarınızın çevrelerini nasıl gördüklerini de anlamanız kolaylaşır. Bu nedenle onlara okuduğunuz kitapların hayal güçlerini canlı tutmak, geliştirmek, hayat hakkında meraklanmalarını sağlamak ve onlara bazı yanıtları sunmak gibi nitelikleri olmalı. Bu yaş çocuklar artık kendi başlarına okumayı sökmüş olabilirler, ileri ve geri rahatça sayabilirler. Ucu açık etkinliklerde henüz çok iyi olmasalar da yönlendirmeli etkinliklerde başarılıdırlar.
Yedi yaşına geldiklerinde çocuklar artık kendi başlarına okur ve yazarlar, okuduklarını tartışabilir ve uygulayabilirler. Düşünce yapıları daha mantık odaklı olmaya, sınıflandırma yetileri gelişmeye başlar. Ancak hâlâ somut ve soyut kavramlar üzerine düşünme yetilerinin gelişmesine zaman vardır. Henüz varsayımlar üzerine düşünmekte zorlanabilirler. Bu yaşta mizah çok önemli bir olgudur, bu nedenle genellikle komik içerikli kitaplara yönelirler. İlkokul'a başlayan bu yaş gurubunun kendine güveni yükselmiş olur, kendi başına olma ve özel alana sahip olma isteği de artar. Büyüklerin otoritesini sorgulamaya da başlayabildikleri gibi doğru ile yanlışı ayırt edebilirler. Bu yaş grubuna seçilecek kitaplar tam da bu konuları içerirse bibliyoterapi, yani kitapların bilgi ve duygu öğretilerini örneklemeleri, gerçekleşmiş olur. Unutmayalım ki bu yaştaki çocuklar yetişkinlerin sınırlarını sınamaya bayılırlar, örneğin küfür etmekten hoşlanırlar; işte bu durumda kitaplar doğru davranışları örneklemek adına size yardımcı olabilir. Tabii unutmamak gerekir ki sürekli öğretmen gibi hitap eden kitaplar çocuklarınıza sıkıcı gelecektir. İyi birer okur yapmaya çalıştığınız çocuklarınızın sıkılmadan okuyacakları ama aynı zamanda da içerikleri nitelikli kitaplar seçmeye özen göstermelisiniz. Bu yaş dönemini İdil Örs de blog yazısında yazmıştı; okuduğunuz üzere yedi yaş grubu hemcinsleriyle zaman geçirmeyi sever, bu da kitap seçimlerinde kendi yaşlarında ve cinsiyetteki kahramanları tercih edecekleri anlamına gelebilir.
5-7 Yaş Aralığındaki Çocuklar İçin kitap içerilerinde nelere dikkat edilmeli?
Eğitim değeri olan kitaplar, özellikle de okuldaki derslere yardımcı olabilecekler beş-yedi yaş aralığındaki çocuklar için önemli bilgi kaynağıdır. Eğitim değeri olan kitaplar yalnızca akademik anlamda olanlar değildir, sosyo-psikolojik anlamda destekleyici, çocuğun öz denetimini olduğu kadar sosyal becerilerini de geliştirici kitapları da değerlendirmelisiniz. Ebeveynler çocuklarıyla her konuyu konuşmakta rahat olmayabilirler; bu durumlarda cinsiyet, cinsel eğitim, ırkçılık, yanlılık, erdemler, şiddet, bağımlılıklar gibi birçok konuda kitaplar yardımınıza yetişebilir. Akademik açıdan bakıldığında, özellikle etkinlikli ve somut bilgi veren temel matematik, okuma ve yazma, deneyli anlatımla bilim ve hikâyeleştirilmiş tarih kitapları beş-yedi yaş çocuğuna yarar sağlayacaktır. Bu dönemdeki çocuklar için öyküde geriye dönüşler akıl karıştırıcı olabilir. Bu nedenle öyküleme doğrusal bir zaman izlerse çocuk konuyu ve verilen mesajı anlatı şeklinde daha zevkli alımlayabilir. Eğitim materyali öykülemenin omurgasını oluşturmalı ve ebeveynler ya da öğretmenler tarafından hem anlam soruları sorularak hem de gerçek dünya ile bağları kurularak çocuğun anlatı ile gerçek arasındaki bağı kurması sağlanmalı. Böylelikle anlamlandırma süreci çocuğun öğreniminin sağlıklı tamamlanabilmesi bağlamında kapatılmış olunur.
Olumlu rol modelleri ve mesajlar çocukların toplum içinde doğru hareketleri uygulamalarına, doğru ile yanlışı ayırt etmelerine yardımcı olur. Bu yaş aralığındaki çocuklar okudukları öykülerdeki davranışları kendileriyle kıyaslamada zorluk çekebilirler; bu nedenle onların davranışları ile kitaptaki karakterin davranışları üzerine karşılaştırmalı şekilde yorum yaparsanız bazı aktarımlar daha kolay içselleşebilir. Olumsuz hareketlerin sonucu doğruyu öğrenen kitap karakterleri bu yaş grubu için biraz karmaşık olabilir. Bunun nedeni bu yaş grubunun genellikle negatif odaklı olmasıdır. Bu gibi anlatılarda sizin araya girip olumsuz davranışın nasıl, neden olumluya dönüştüğünü, doğru ve olumlu davranışın karaktere ve çevresine nasıl fayda sağladığını anlatmanız gerekebilir. Yine bir anlamlandırma süreç tamamlayıcısı olmak durumunda kalabilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken bir önemli nokta ise olumsuz davranıştaki karakterlerin öykü içinde açık uçlu bırakılması; bu durumda çocuklar karakterin modellediği kötü ve yanlış davranışın sonucunu anlayabilirler. Çocuklara kitap seçerken, özellikle bu yaş gurubu çocukların sonuçlara kendi başlarına ulaşamayabileceklerini düşünürsek, kitaplardaki öğretilerin, neden-sonuç ilişkilerinin, karakter ve olay modellemelerinin çocuğun anlayamayacağı sizin de anlatamayacağı açıklıkta olmamasına dikkat edin.
Tektipleşme (stereotip) öğeleri taşıyan kitaplar ise dikkatle ele alınması gereken bir başka tür. Daha önce beş-yedi yaş aralığındaki çocuklar kendi hemcinsleri ile vakit geçirmeyi tercih ederler demiştik. Bu nedenle okudukları kitaplarda bunun tersine bir anlatı seçildiğinde farklı kimliklerde, cinsiyetlerde ve karakterlerde kişilerin varlığını da hatırlamış olurlar. Bazı çocuklar yedi yaşına geldiklerinde farklı bireylerin çevresinde olduğunu görebilir ve bu çeşitlilikten hoşlanır da. Bu yaş grubu çocukların farklılıklara maruz kalması onların toplum içindeki farklılıklara da olumlu bir şekilde bakmasını sağlayacaktır. Bu nedenle, seçtiğiniz kitapların içeriğinde dengeli bir farklılık olmasına dikkat edin. Bu denge stereotipleşmenin önüne geçeceği gibi, çocuğunuzun sağlıklı toplumsal ilişkiler geliştirmesine de yol açacaktır. İletişim becerilerinin gelişmesi de bu dengenin doğru ve sağlıklı kurulmasının bir sonucu olacaktır. Ebeveyn ya da öğretmen olarak çocukların tektipleşmiş karakterlerin bulunduğu kitapları okuduğunu ya da bu içerikteki kitapların zorunlu müfredata karıştığını fark ettiğinizde yine bir süreç tamamlayıcı olarak bu gibi durumların yol açtığı sorunları işaret ederek işe başlayabilirsiniz. Çocukların farklılıkları kabul etmelerini, bu özelliklere saygı duymalarını sağlamaya çalışmalısınız. Onların okuyarak öğrendikleri farklı tiplerdeki kişilerin gerçek hayattaki temsillerine işaret etmelisiniz; böylelikle, okudukları ile yaşadıkları hayatın arasındaki karmaşık benzerlikleri ya da tezatlıkları fark etmelerini sağlayabilirsiniz. Bunu en iyi, başarılı ve iyi şeyler yapmış bireyleri örnek göstererek yapabilirsiniz. Ebeveynler ırksal ya da etnik özellikler hakkında çocuklarıyla konuşmayı sorunlu ya da zor bulabilirler, ancak çocuklar bu konularda çevrelerindeki yetişkinlerin özellikle ebeveyn ve öğretmenlerin olumlu düşüncelerine şahit olunca konuya yaklaşımları da aynı oranda açık fikirli ve olumlu olacaktır.
Şiddet ise kitaplarda dikkat edilmesi gereken bir başka unsur. Çocuklar çok küçük yaştan itibaren medyanın farklı araçlarından şiddete maruz kalıyor ve birçok medya araştırmasına göre de bu içeriklerden olumsuz bir şekilde etkileniyorlar. Ancak çocuklar betimlenen şeklinden çok şiddetin görsel olarak temsilinden etkilenmekte çünkü görsel olan daha kolay taklit edilebilir niteliğe sahip. Ama ister görsel, ister duysal ya da yazılı olsun, iyi karakterler (süper kahramanlar gibi) şiddet uyguladığında bu eylem meşrulaşmış olur ve çocuk için örnek teşkil eder. Bu nedenle çatışmayı çözmek için şiddet kullanan kitaplardan sakınmak gerekir. Eğer bir kitabın içerisinde şiddet öğeleri varsa yine süreç tamamlayıcı olarak çocuğa alternatif sorun çözme yöntemlerinden bahsetmek gerekir. Ayrıca, bu tür eylemlerin gerçek dünyadaki sonuçlarından da bahsetmek yerinde olacaktır. Medya ve şiddet konusu ayrı bir blog yazısında ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.
Korku bir anlatı türü olarak kendi okur ve izler kitlesine sahiptir. Ancak yetişkinlerin aksine çocukları birçok farklı şey korkutabilir. Bu nedenle, çocuğunuzun neden korktuğunu bilmiyorsanız ve tahmin de edemiyorsanız özellikle uykudan önce bu tür öykülerden uzak durulmasına özen göstermelisiniz. Şiddet, tehlike, dünya dışı kötü varlıklar, duygusal bakımdan zorlayıcı durumlar, ailenin bir ferdinin ayrılışı, kaçırma olayları, doğal afetler gibi içerikler çocukları korkutabilir. Ebeveyn ve öğretmen olarak çocuklarınızın ne kadar olgun olduğunu ve bu içerikleri nasıl karşılayacaklarını en iyi siz bilirsiniz. Yine de çocuğunuz bu tür içerikleri okurken yakın takipte olmanızın ve sıklıkla herkesin güvende olduğunu ona hatırlatmanızın yararını uzun vadede göreceksinizdir. Beş yaşındaki çocuklara okudukları korkunç içeriklerin gerçek olmadığını söylemeniz etkili olmayabilir bu nedenle sevdikleri bir oyuncağın ya da sizin sıcak kucaklamanız korkunun etkisini azaltacaktır veya başka etkinliklere hızlı bir geçiş odağının değişmesini sağlayacaktır. Biraz daha büyük çocuklarda (6-7 yaş) korku öğesi gerçek hayatta işlerin nasıl yürüdüğünü ve neden korkmaması gerektiğini anlatılarak bertaraf edilebilir.
Cinsellik içeren anlatılar da çocuk kitaplarında görmek mümkün. Ancak verilen cinselliğin derecesi önemli. Örneğin, el ele tutuşmak ya da sarılmak bu yaş grubu için uygunken, güzellik üzerine odaklanan, aşırı cinsellik içeren, seksi davranışlar ve söylemler, çıplaklık, cinsel içerikli şakalar ile cinsiyet bağlamında stereotipleştirmeler bu yaşlara uygun değildir. Eğer çocuk bu içeriklere maruz kaldıysa sorunlu bulduğunuz öğeleri çocuğunuzla konuşmakta yarar vardır.
Kullanılan dil kitap ve okur arasındaki yaşam boyu bağı kuran bir özellik; ancak dilin nasıl kullanıldığı çocuğun dili nasıl kullanacağını da belirleyebilir. Küfür içeren tüm metinler bu yaş gurubu için uygun değildir. Bu yaşlarda çocuklar bedensel bölgelerle edilen küfür arasındaki anlamsal bağı kuramayabilirler yani gerçek anlamlarından çok yalnızca yetişkin söylemini taklit etmektedirler. Ancak bu yaşlar neyin doğru neyin yanlış ifade şekli olduğunu öğrenme zamanıdır. Alay etmenin, kötü hissettirmenin ve sözel zorbalığın ve kabalığın iyi bir davranış biçimi olmadığını bu yaşlarda iyi anlatmak gerekir. Çocuklar, fiziksel şiddeti nasıl taklit edebiliyorlarsa, onları güçlü kılacak, zor durumdan çıkartacak ya da komik buldukları uygunsuz dili kullanmaya eğilimli olabilirler. Çocuklara kitaplarda kullanılan bu tür dilin neden iyi olmadığını, maruz kaldıklarında kendilerinin nasıl hissedebileceklerini, empati yoluyla diğerinin duygularının ne olabileceğini sakin sakin tartışmak gerekir. Böylece çocuk, kullanılan dilin iletişimin her evresinde ne kadar önemli olduğunu kavramaya da başlamış olur.
Tüketim ve reklam içeren metinlere de dikkat etmek gerekiyor. Tüketim çağında yaşadığımız için neredeyse seyrettiğimiz, gördüğümüz, dinlediğimiz ve okuduğumuz her şeyde bizleri tüketime, satın almaya, belli bir hayat tarzına yöneltmeye ve sürekli bir şeye ihtiyaç duyuyormuşuz duygusu yaratmaya yönelik özellikler var. Özellikle REKLENCE dediğimiz eğlendirirken bize reklamlar sunan metin içi sunumlar çocuklar farkında olmadan onları etkileyebilmekte. Hem okudukları kitaplarda hem de reklamlarda gördükleri her şeyin doğru olmadığını çocuklara anlatmak gerekir. Bu özellikteki metinlerin ele aldıkları her şeyi olduklarından daha iyi, güzel, güçlü, lezzetli ya da etkili bir şekilde yansıttıklarını çocuklara anlatmak gerekir. Bu şekilde akıllı tüketiciler olacaklardır.
Tehlikeli ve bağımlılıklara yol açabilecek içerikler de ne yazık ki çocuklar için hazırlanmış kitaplar da var olabiliyor. Çocuklarınızın okudukları kitapları, dergileri sizlerin de gözden geçirmesi için bir neden daha... Alkollü içecek, uyuşturucu ve sigara kullanımının olduğu, tehlikeli hareketlerin sürekli yapıldığı, silahın var olduğu içeriklerden kaçınmak gerekir. Ancak her türlü medya bunlarla dolu olduğundan çocukların medya okuryazarı olmasına özen gösterirseniz, onlarla bu davranışların ve alışkanlıkların bireyler üzerindeki etkilerini konuşabilirseniz onların neden-sonuç ilişkilerini iyi kurabilmelerini sağlayabilirsiniz. Sarhoş bir adam kitapta ve filmde komik gösterilebilir ama bunun aslının ne olduğunu anlatmak çocukların durumları farklı görmelerine yol açacaktır.
5-7 Yaşındaki Çocuklar İçin Doğru Kitabı Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli
Çocuk için doğru kitabı bulmak hep zor bir arayış olmuştur. Dünyanın her yerinde durum aynı. Kitap bir ürün olarak tasarlandığında süpermarketten bir şey alır gibi edinebilirsiniz. Ancak ebeveyn ve öğretmen olarak istediğimiz, bir kitabın çocuğumuza yer geldiğinde bibliyoterapi yapmasını, yer geldiğinde anlatamayacağımız karmaşık durumları, duyguları anlatmasını, yer geldiğinde bilimsel bilgiyi ya da toplumsal değerleri vermesini bekleriz. Kuşakları ve onların ihtiyaçlarını gözeten böylelikle bizim erişemediğimiz noktalara erişmesini de bekleriz. Çocuklarımızın eline aldığı ve okuduğu kitapların nitelikli olmalarını isteriz. Küçücük bir şeyden ne kadar da çok şey bekliyoruz değil mi?
Durum buyken bugün kaçınız içeriğinden çok da emin olmadığınız, herkes okuyor diye ya da popüler oldukları için çocuğunuzun peşinden koştuğu kitapları satın alıyorsunuz? Kaçınız bir defa da olsa bir kitabın içeriğinden emin olmasanız bile çocuğunuzun, "Ama herkes okuyor!" "Çok güzelmiş.", "İşte bak şu filmin kitabı!" gibi sözleri doğrultusunda "Aman okusun da artık ne isterse alalım." dediniz? Bazen de yayınevinin kitap üzerinde tavsiye ettiği yaş aralığından emin olmadığınız zaman da oldu mu hiç? Bunun çocuk gelişimi özelliğinden çok bir pazarlama stratejisi olduğunu da düşünmüş olabilir misiniz? Bütün bu soruların yanıtı aslında sizin çocuğunuzun yaşı ve gelişimi için hangi kitapların doğru olduğunu bilmenizden geçiyor. İşte size kitap seçmekte birkaç ipucu...
·Yaş aralığı: Yayınevleri kitaplarını yaş aralığına göre sınıflandırırlar. Genellikle kitaplar 0-24 ay, 24-36 ay, 3-5 yaş, 5-7 yaş ya da 4-6 yaş, 6-8 yaş, 8-10, yaş, 10-12 yaş gibi aralıklarla çocuk gelişimine uygun konu ve karmaşıklıkta olur. Ancak bazı sınıflandırmalar, 10 yaş ve üzeri, 8 yaş ve üzeri gibi daha geniş bir aralığı da kapsayabilir. Bu nedenle, doğru kitabı seçmek, çocuğunuzun seviyesini ve kavrama durumunu bildiğinizden sizin değerlendirmenizi de gerektirir.
·Nitelik: Nitelik öznel bir durumdur. Bir okura güzel ve kaliteli gelen içerik diğerine gelmeyebilir; bir okur içeriği az bulurken diğeri anlamsal çıkarımı yapmakta zorlanabilir; bir okur yoruma izin vermeyen daha didaktik içerikten hoşlanırken, diğeri ucu açık, hayal gücünün koşturabileceği veya boşlukları tamamlayabileceği içeriği isteyebilir. Unutmamak gerekir ki çocuğunuz sizin sevdiğiniz şeyleri sevmeyebilir. Bu durumda içeriğe dil, anlatım, uygunluk, karakter özellikleri, tektipli mi yoksa daha önce de belirttiğimiz gibi derinlikli ve farklı karakterlerin varlığı açısından bakabilirsiniz. Ayrıca, çocuğunuzu düşündürüp onların duygusal ve bilişsel gelişimine katkı sağlıyor mu sorusunu da kendinize sormalısınız.
·Eğitsellik: Sırf eğlenceli diye kitap okumak da güzel bir şey. Farklı türde kitaplar insanın farklı gereksinimlerini karşılar. Ancak her şeyi yeni öğrenen çocuklarımız söz konusu olduğunda söylemek gerekir ki kitaplar onlar için öğrenim kaynağıdır. Çocuklar, ister tarihsel, ister bilim-kurgu, macera ya da mitoloji olsun kitap türlerinin her birinden yaşamları boyunca kullanacakları şeyler öğrenirler. Kitap seçimlerinde eğitsellik aranması gereken bir özelliktir.
·Mesaj ve rol model: Medya araçlarından verilen mesajlar medya okuryazarı olmadıkça çok etkili olabilmekte, özellikle de çocuklar üzerinde. Kitap da bir medya aracıdır bu nedenle kimin, kime, ne amaçla, neyi nasıl yazdığı önemlidir. Çocuklarınızın hangi temellerle ve hangi bilgileri edinerek gelişmesini istiyorsanız kitap seçimlerinizde de o denli titiz olmalısınız. Küçük çocuklar resimli kitaplarda doğrudan verilen mesajları bir sünger gibi çekip etkilenebilirler; bu nedenle kitaplarda arkadaşlık, paylaşmak, empati, aile yaşamı v.b. gibi temel öğretiler önem taşır. Öte yandan çocuklar biraz daha büyüdüğünde, 5-7 yaş aralığında örneğin, mesajları hemen fark edemediğiniz kitaplar karşınıza çıkacaktır; bu durumda endişelenmenize gerek yok çünkü çocuklarınızla ele alınan konu hakkında siz ne düşünüyorsunuz ve neden öyle düşünüyorsunuz diye tartışabilir, onları eleştirel düşünmeye yönlendirebilirsiniz. Karakterlerden ve hangi durumlarda nasıl davrandıklarından da haberdar olmalısınız ki çocuklarınıza anlamlandırma sürecini tamamlamasında yardımcı olabilesiniz.
·Okur yorumları: Bazen bir kitabın iyi mi yoksa kötü mü ya da çocuğunuz için doğru olup olmadığını anlamak için birçok kaynağa başvurmanız gerekebilir. Bu gibi bir durumda diğer veliler ya da öğretmenler kitap hakkında ne düşünüyor diye sorabilirsiniz. Hatta çocukların kendilerine sorduğunuzda da istediğiniz bilgiyi edinebilirsiniz.
Kitap okumak bireylerin sosyal, duygusal, fiziksel ve bilişsel gelişimini etkiler. Hele çocuklar için bu etki daha da yoğundur. Bu nedenle çocuklar için kitap seçerken titiz bir değerlendirme yapmalıyız. Yaşa uygunluktan kitabın ne amaçla yazıldığına kadar pek çok parametre de değerlendirme yapmalıyız. Ebeveyn ve öğretmen olarak "Aman okusun da ne okursa okusun..." dediğimizde çocuğumuzu dalgalı bir denizde yalnız bırakmış olabiliriz. Unutmayın ki, çocuklarınız için özellikle ilkokul bitene kadar süreç tamamlayıcı görevini yürütmeniz gerekebilir.
instagram: cikolata_yayinevi
Prof. Dr. Meltem Erinçmen Kânoğlu
Amerikan School of Kuwait
İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı
Boğaziçi Üniversitesi - Mütercim Tercümanlık
Marmara Üniversitesi - İletişim Bilimleri
Comentários